Nakit İhtiyaçlar için Vadeli Alım Peşin Satım (Teverruk Uygulaması)

Türkiye Katılım Bankalar Birliği tarafından yayımlanan Katılım Finans dergisinin 5. sayısında yer alan yazım. İnşallah sektörümüze faydalı olur.

Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre günlük olarak ortalama 27.000 kişi konvansiyonel bankalardan ihtiyaç kredisi kullanıyor. Konvansiyonel bankalar tarafından günlük ortalama olarak 366.000.000 TL ihtiyaç kredisi kullandırımı yapılıyor. Bankalar tarafından kullandırılan ihtiyaç kredilerini düşündüğümüzde; müşterilerin nakit parayı bankadan alıp harcadığı kredi türü olarak canlandırıyoruz. Katılım bankalarının nakit finansman yapamayacağı düşüncesiyle de konvansiyonel bankalara ihtiyaç kredisi için başvuran insanlara katılım bankacılığı prensiplerine uygun bir yol sunamıyoruz. Zira konvansiyonel bankalara ihtiyaç kredisi için başvuran insanların çoğunluğu İslami usuller bakımından meşru birçok alış verişini nakit olarak yapmak veya İslami açıdan meşru ancak fatura alamadığı bir alış verişini ödemek maksadıyla bu kurumlara başvuruyor.

İslam finansın, paylaşıma ve üretime dayalı bir sistem olması nedeniyle sadece ortaklık uygulamalarına odaklanması, İslami Finans şirketlerinin ağırlıklı olarak ortaklık yapması üzerinde duruluyor. Bu husustaki haklı eleştiriye ben de katılıyorum. Ancak sadece bu yönüyle görürsek İslam finansın hayatın her alanına dokunan diğer kısımlarını kaçırmış oluruz. Zira dinimiz insan hayatını merkeze alıyor; ekonomik yönüyle de tüm ihtiyaçlara cevap vermeye yönelik çözümler ortaya koyuyor. Teverruk uygulaması da yukarıda bahsi geçen nakdi ihtiyaçlara çözüm olması amacıyla ortaya çıkmıştır.

Teverruk ile ilgili İslam Ansiklopedisi’nde Yunus Apaydın hocamız tarafından yazılan ÎNE bölümünde şöyle bir paragraf yer almaktadır: “İhtiyaç sahibi olan A, B’ye giderek ondan borç ister. B, borç vermek suretiyle elde edemeyeceği bir fazlalığı kazanmak amacıyla A’ya ‘Sana borç veremem. Fakat piyasa değeri 100 lira olan şu malı 120 liraya vadeli olarak satarım, sen de bunu götürüp 100 liraya satarsın’ der. A da buna razı olur. Böylece A ihtiyaç duyduğu 100 lirayı, B de istediği 20 lirayı elde etmiş olur. Ebû Yûsuf’tan nakledilen. “Îne caizdir ve bunu yapan ecir kazanır ”şeklindeki sözün bu şekilde açıklanan Îne hakkında söylenmiş olması muhtemeldir. Vadeli satın alınan bir malın peşin parayla başka bir şahsa satımı niteliğindeki bu tür bir işlem, terminolojide (genellikle Hanbeli literatüründe) “teverruk” diye adlandırılmakta olup bazı Hanbeli fakihleri hariç tutulursa İslam hukukçularının çoğunluğu tarafından caiz kabul edilmektedir.

Teverruk ile ilgili diğer bir görüş ise Kemalüddin İbnü’l-Hümam’ın, Fethu’l-Kadîr’inde şöyle geçer: “Bir kimse bir miktar borca ihtiyaç duyar. Ama kendisinden borç istediği kişi borç vermekten imtina eder. Buna mukabil 10 lira değerindeki bir varlığı o kişiye vadeli olarak 15 liraya satar. Borçlanmak isteyen kişi bunu satın aldıktan sonra pazarda 10 liraya peşin satar. Bu işlemde hiçbir beis yoktur. Çünkü vade, mal bedelinin bir bölümüne karşılıktır. Borç vermek de her zaman vacip değil; bilakis menduptur.” şeklinde yer alır.

Bu iki görüşten anladığımız; malın alınıp satılacağı bir pazar kurulursa, kişi, gerçek bir mal alıp malı aldığı kişi ile irtibatlı olmayan bir başka alıcıya kendisi satarsa İslam Hukuku’na uygun olan teverruk işlemi yapılmış olunacaktır.

Günümüzde teverruk işlemi İngiltere’de metal, Malezya’da palmiye yağı, Suudi Arabistan’da ise Hisse Senedi-Taşıt-Buğday kullanılarak organize bir şekilde yapılmaktadır. Bu piyasalardan işlem hacmi en yüksek olan İngiltere’deki Londra Metal Borsası’dır. Londra Metal Borsası’nda alıcı ve satıcı farklı brokerlardır ve gerçek metal kullanılmaktadır. Ancak kullanılan metalin mevcut bir depodan çıkmadan işlem yapılması, borsadaki alım satımın saniyeler içinde tamamlanması, alıcı ve satıcı brokerların birbirleri ile irtibatlı olması ve finansal kurumun kendisin aldığı malı müşterinin vekâletiyle yine kendisinin müşteri adına satması İslam hukukçuları tarafından eleştirilmektedir.

Teverruk işlemi; İslam hukukçularının görüşleri doğrultusunda alıcı ve satıcının birbirleri ile irtibatının olmadığı bir pazarda, müşterinin kendisinin vadeli aldığı malı peşin olarak satabileceği şekilde ülkemizde yapılabilir. Pazar olarak borsayı, mal olarak da kira sertifikası, hisse senedi veya elektronik ürün senetlerini düşünebiliriz. Finansal kuruma başvuran müşteriye kurum borsadan temin ettiği kira sertifikası, hisse senedi veya elektronik ürün senedini vadeli olarak satabilir. Kurulacak bir platform sayesinde müşteri finansal kurumdan vadeli olarak aldığı malı borsada tanımadığı bir başka alıcıya peşin olarak satabilir. Böylece ortaya nakit çıkartır ve bu nakit ile İslami olarak meşru ticari işlerini ve alışverişlerini gerçekleştirebilir. Ancak kira sertifikası ile ilgili fıkhi tartışmalar, hisse senedi ile ilgili mevzuat dengeli ve elektronik ürün senetleri piyasasının henüz yeterince derin olmaması nedenleriyle bu seçenekleri hızlı bir şekilde uygulamaya alamıyoruz.

Bu tip bir uygulamanın hayata geçmesinden; teverruk ile birlikte İslami kurumların daha çok konvansiyonel bankalara benzeyeceği ve İslam İktisadı ile ilgili algının bozulacağı endişeleri nedeniyle uzak duruluyor. Ancak belli kurallarla işleyen bir pazarın oluşturulması, pazarın işleyiş kurallarının İslam hukukçuları ile birlikte belirlenmesi ve yine İslam hukukçuları ile mutabık kalınan ihtiyaçlara cevap verilmesi için bu pazarın kullanılması gibi prensiplerle ortaya çıkacak teverruk uygulaması büyük önem taşıyor. Bu uygulama, nakit paraya ulaşmak isteyen insanlara, ülke ekonomisine, pazarda yer alacak alıcı ve satıcılara ve İslami finans kurumlarına katkı sağlayacaktır. Dinimizin nakit paraya ulaşma konusunda bize bir imkan olarak sunduğu teverruk uygulamasını belli kurallar çerçevesinde insanlara sunmaktan çekinmemeliyiz. Zira bu çekince ile Müslüman bir ülke olarak İslami Finans konusunda Müslüman olmayan ülkelere göre daha geride kalıyoruz. İngiltere’nin İslami Finans hacmi ülkemize göre daha yüksektir. Bu uygulama ile İstanbul’un İslami Finans Merkezi olması yönünde olumlu bir adım da atılmış olacaktır.

Nakit paraya ulaşmak isteyen ve meşru ihtiyaçlarını karşılayacak olan insanlar için İslami anlamda uygun teverruk uygulamasını hayata geçirebilecek bilgi ve tecrübeye sahibiz. Fakat İslami manada uygun pazarları oluşturacak aksiyonları hızlı bir şekilde alamıyoruz. Ancak hayat devam ediyor ve her gün binlerce insan, İslami manada çözüm olan meşru ihtiyaçlarına cevap bulamadığı için konvansiyonel bankalara başvurmak durumunda kalıyor.
Elbet en doğrusunu Cenab-ı Allah (c.c.) bilir. 

Dergi görselleri;

1. sayfa https://drive.google.com/open?id=187HaHV8zJPpRUEwx_en-qA6X_1KFgJgr
2. sayfa https://drive.google.com/open?id=1snJ34IT4wKqjCJWg_JSrcu5TJPhFpKqR
3. sayfa https://drive.google.com/open?id=1L56CfsVVpqJ_uD84xhS7eP3A9e1lmm9M

Derginin tamamına ulaşmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz;

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yatırım Vekaleti (Wakala) akdi nedir ve uygulama metodu

Teverruk nedir? Uygulama Methodu ve Öneriler

Katılım Bankacılığı'nda Danışma Kurullarının Yeri, Önemi ve İşleyişi