Yatırım Vekaleti (Wakala) akdi nedir ve uygulama metodu

Merhaba,

Yoğunluk nedeniyle uzun süredir yazı hazırlama fırsatı bulamamıştım. Fırsat bulduğum bu zaman diliminde hakkında son birkaç aydır oldukça çok soru iletilen wakala (yatırım vekaleti) ile ilgili yazı hazırlamak istedim. Bu akdin anlaşılması adına inşallah faydası olur.

Öncelikle Wakala aslında Arapça Vekale bi’l-istismar olan akdin İngilizce adlandırılmasıdır. Bu nedenle yazıda bizim için aslolan şeklini yani  Türkçe olan yatırım vekaleti ismini kullanacağım. Yazının ilk kısmında İslam Hukuku açısından değerlendirme yapacağım. İkinci bölümde Türkiye’de şu anda nasıl uygulandığı hakkında bilgi vereceğim. Üçüncü kısımda öneriler ve sonuç bölümü ile yazıyı tamamlamış olacağım.

Yatırım vekaleti elinde parası bulunan bir kişinin parası ile yatırım/alım/satım yapması için başka bir kişiye vekalet vermesidir. Yatırım vekaleti isminde İslam Hukuku’nda bir akit yer almamaktadır. Danışma Kurullarındaki hocalarımız yaptıkları içtihatta İslam Hukuku’nda yer alan vekalet akdinde ücretli vekalet kısmını günümüz koşulları içinde değerlendirerek yatırım vekaleti ile ilgili görüşlerini serdetmişlerdir.

FIKHİ DEĞERLENDİRME

Vekalet akdinde tüm alım satım için umumi bir vekalet verilmesi tartışmalıdır. Ebu Hanife’ye göre umumi vekalete sahip olan vekil bu vekalete dayanarak ancak ivazlı işlemler yapabilir; azat, teberru gibi ivazsız işlemler yapamaz. Şafiiler ise, “Bütün malımı sat” veya “Bütün alacaklarımı tahsil et” şeklinde belli bir grup işlemin yapılmasına ilişkin umumi vekaleti caiz görürler. Bunun gibi alıma ilişkin umumi vekalet de fakihlerce caiz görülür. Bu tür bir akitte alınacak malın ne olduğunun detaylı bilinmesi de gerekmemektedir. Zira fakihler buradaki bilinmezliği kısmi bilinmezlik olarak görmektedir. Vekalet ücretli de olabilmektedir. Mecelle’ye göre akid yapıldığı sırada ücret şart koşulmuşsa veya vekilin ücretli iş yaptığı biliniyor ise vekil vekalet ücretine hak kazanmış sayılmaktadır. Daha detaylı bilgi edinmek için İslam Ansiklopedisi vekalet akdi bölümü incelenebilir.
Vekalet ücreti belli bir tutar olabilir. Örneğin; 1.000.000 TL para ile yatırım yapmak (mal alıp satmak) için vekalet aldım ve bunun ücreti 10.000 TL olabilir. Diğer taraftan vekalet ücreti oransal olarak da ifade edilebilir. Vekalet alınan tutarın belli bir oranı, az önceki örneğe göre %1 gibi olabilir. Ücretli vekalette vekil işi yaptıktan sonra da vekalet ücreti almaya hak kazanabilir. Bu kapsamda şu şekilde bir akitte yapılabilir. Kişi yatırım yapılacak tutarı getirir ve ne kadar kazanç beklediğini ifade eder. Vekil beklenen kazanç üstü rakamın kendi vekalet ücreti olduğunu ifade edebilir. Böylece ücretli vekalet için beklenen kazanç ve bu kazançın üstünde kazanılan tutarın vekalet ücreti (Uygulama kısmındaki örnek ile daha iyi anlaşılacaktır) olması ile ilgili bir akit kurulmuş olur. Burada önemli olan husus konuşulan getirinin bir beklenti olmasıdır. Vekaleti alan kişi yaptığı yatırımlar sonucunda para da kaybedebilir. Zira belli bir tutarda fazlalığın garanti edilmesi faiz sonucunu doğurur.

Yatırım vekaleti ile ilgili İslam Hukuku’ndaki diğer tartışmalı husus ise kefalettir. Şöyle ki; fakihler genel olarak vekalet akdi gereği vekilin kusuru olmadığı müddetçe yaptığı yatırımlardan para kaybetmiş olsa da bunları ödemek zorunda değildir hükmü vermektedir. Ancak Bahreyn’de kurulmuş ve İslami Finans şirketlerinin muhasebe standartı ile ilgili çalışmalar yapıp İslami standartları ortaya koyan Accounting and Auditing Organization for Islamic Financial Institutions’ ın (AAOIFI) yatırım vekaleti ile görüşü şu şekildedir.

“Ortaklardan herhangi biri lehine olmak üzere kârdan oransal olmayan belirli bir tutarda kâr alma şartı ileri sürülmesi câiz değildir. Bununla birlikte kârın belirli bir oranın üzerinde gerçekleşmesi durumunda, tespit edilen oran üzerindeki tutarın ortaklardan birisine ait olmasının kararlaştırılması câizdir. Ancak gerçekleşen kâr belirlenen oranda veya bu oranın altında olursa kâr paylaşımı üzerinde anlaşma sağlanan şayi hisseye göre paylaşılır. Vekâlet ve kefâlet akitlerinin muktezası / yapısı birbirine zıt hükümler içermekte ve yatırım vekilinin tazminle yükümlü olması şartı, sermaye ile birlikte belirli oranda bir getirinin garanti edilmesi anlamına geldiği için, gerçekleştirilen işlemi faizli krediye çevirmektedir. Eğer vekâlet akdinde kefâlet şart koşulmamışsa vekil daha sonra ayrı bir sözleşme akdederek, kefâlet sözleşmesiyle muamelede bulunduğu kişilere kefil olabilir. Çünkü bu halde vekil oluş vasfıyla bağlantılı olarak aynı zamanda kefil olmuş sayılmaz; akdedilen sözleşmeler birbirinden ayrı olduğu için vekilin ayrı bir sözleme ile elde ettiği kefil vasfı, vekâletten azledilse bile devam eder.”

Görüldüğü gibi kar beklenen oranın üzerindeki vekalet ücreti uygulamasına izin verilmekte, diğer yandan farklı bir akit ile vekilin yatırım yaptığı projeler için kefil olabileceği belirtilmektedir. Buradaki kefalet farklı bir akit ile olsa da bazı İslam Hukukçuları bunun örtülü şekilde faize neden olabileceğini ifade etmektedir. Bu husus ile ilgili tartışmalar devam etmektedir.

UYGULAMA

Bankacılık Kanunu’ nda Katılım Bankaları’nın müşterilerine sunulabileceği mevduat ürünleri Cari Hesap ve Katılım Hesabı olarak ikiye ayrılmıştır. Katılım Bankası bu iki hesap dışında yeni bir hesap ürünü kanunda olmadığı için müşterilerine sunamaz. Bu nedenle yatırım vekaleti isimli bir hesap ürünü müşterilere sunulamamaktadır. Bu hususta mevzuat değişikliği ile ilgili Türkiye Katılım Bankalar Birliği (TKBB) nezdinde bir çalışma yapılmış ve ilgili Devlet Kurumlarına iletilmiştir. Vekalet akdinin ücretli olabileceği hususunda daha önce bilgi vermiştik. Vekalet ücreti belli bir tutar olabileceği gibi belli bir oranda olabilir demiştik. Şöyle ki; bir kişiye vekalet verdiğiniz 1.000 TL sabit vekalet ücreti ödeyebilirsiniz veya 100.000 TL üzerinden kazanılan tutardan (tabiki kazanılmama ihtimali vardır) belli bir oranın üstüde vekalet ücreti olarak tahsil edilebilir. Biraz daha açalım; 100.000 TL paranız var ve vekalet vereceksiniz. Bu paradan %10 kazanç beklentiniz var. Vekalet verdiğiniz kişiye bu tutardan para kazandığında %10’ unu ben isterim bu tutarın üstündeki rakam senin vekalet ücretindir şeklinde bir akit yapıldığını düşünelim. Vekaleti alan kişi 100.000 TL’yi değerlendirdi ve 14.000 TL (%14) kazanç elde etti varsayalım. Bu durumda vekaleti veren kişiye %10’ a tekabül eden 10.000 TL’yi iletecek. Kalan tutar yani 4.000 TL (%4) vekaleti alan kişinin vekalet ücreti olacaktır.

Buradaki bir soru işareti de şudur Katılım Bankası Katılma hesabında düşük kar elde edebiliyorken nasıl yatırım vekaleti ürününde yüksek kar verebiliyor. Katılma hesabında Katılım Bankası o güne kadar yapmış olduğu finansmanların karını dağıtmaktadır. Güncel oranlar yüksek olabilir ancak eskiden beri yapılmış olan finansmanların ortalama karı dağıtıldığı için bugün yüksek orandan yapılan finansman havuza hemen olumlu etki yapmamaktadır. Katılım Bankası yatırım vekaletinde bugünkü yüksek kar oranlarından yapılan finansmanlardan elde edilen karı dağıtma fırsatı bulabilmektedir. Böylece mevcut Katılım Hesaplarına göre daha yüksek kar oranı dağıtma fırsatı bulabilmektedirler.

Görüldüğü üzere Katılım Bankaları, İslam Hukuku’ nda yer alan müşterilerine sunabileceği bir uygulamayı kanuni zorluklardan dolayı uygulamaya alma noktasında sıkıntı yaşamaktadırlar. Mecburen kanunun tanıdığı imkanlar nisbetinde Danışma Kurullarının görüşleri doğrultusunda insanların taleplerine cevap verilmeye çalışılmaktadır.

ÖNERİLER

Mevcut kanuni yapı uygun olsa idi çeşitli hesap ürünleri müşterilere sunulabilirdi. Örneğin; Katılım Bankası Yatırım Hesabı diye bir ürün oluşturabilir. Bu ürün ile müşteri parasını yatırdığında Banka sabit bir ücret alıp güncel oranlardan yaptığı finansmanlardan elde ettiği karı doğrudan müşterilerine dağıtabilir. Böylece yüksek kar dağıtımı yaparak Katılım Bankaları’ nın en büyük problemi olan düşük kar dağıtımına çözüm bulunmuş olunabilirdi. Danışma Kurulu’ ndaki hocalarımızında bu yönde bilgilendirmeleri ve yönlendirmeleri bulunmaktadır.

Diğer yandan Katılım Bankası’nın özel katılım havuzu yapma imkanı bulunmaktadır. Bu imkandan faydalanılarak da birebir olmasa da mevcut uygulamaya nazaran daha iyi olabilecek şekilde ürün hayata geçirilebilir diye düşünmekteyim.

SONUÇ

Yatırım vekaleti (Wakala) günümüz piyasa koşulları içinde Katılım Bankaları’nın rekabet düzeylerini koruyabilmeleri adına önemli bir ürün. Ancak fıkhi tartışmalardan ve Danışma Kurulu kararlarından mütevellit dikkatli uygulanması gereklidir. Ürün ile ilgili süreçler Danışma Kurullarının görüşleri doğrultusunda doğru şekilde oluşturulup tüm Katılım Bankaları bu minvalde bilgilendirme yaparak insanların ürünü doğru algılamalarını sağlarlarsa sektöre katkı sağlayacaktır.


Elbet en doğrusunu Cenab-ı Allah (c.c.) bilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Teverruk nedir? Uygulama Methodu ve Öneriler

Katılım Bankacılığı'nda Danışma Kurullarının Yeri, Önemi ve İşleyişi